28 Ağustos 2016 Pazar

Haftanın Kitapları XV


Bugün kendisinin kitaplarını okumakta geç kaldığımı düşündüğüm yazar Amin Maalouf'un üç kitabı var haftanın okunanlarında. Genelde ilk defa okumaya başlayacağım yazarların; üslubunu, konu seçimini, yarattığı kurgusal dünyayı tek kitabı ile değerlendirmektense daha doğru kararlara varabilmek ve yazarın edebi gelişimini kavrayabilmek  için yazılış sırasına göre iki-üç kitabını peş peşe okumaya özen gösteriyorum.

Yazarın yazmış olduğu ilk kitap "Arap'ların Gözünden Haçlı Seferleri" isimli bir tarih incelemesi 11.-12.yy tarihçilerinin eserlerini ele alarak yazılan kitap,günümüzde batı ve doğu, Müslümanlık ve Hristiyanlık arasındaki "savaşın" sebeplerini anlamaya yardımcı oluyor. Fakat kitap, yazarın değerlendirmelerine, olayı yorumlamalarına yer vermediği için anlatım bir süre sonra çok fazla kronolojik gelmeye başlıyor. Elbette, tarih diyoruz yorum ne kadar olabilir diyoruz fakat olayları objektif olarak yorumlayarak okuyucuya sunmak gerekliliği de söz konusu yine de yazar bir edebiyatçı olduğu için, tarihçiden beklenen davranışların hepsini sergilemesini beklemek ve olumsuz olarak eleştirmek de haksızlık olur. İsminin başında Prof. ünvanı olan çoğu tarihçiden daha çok tarihçi Amin Maalouf. Kitabımızı çeviren Ali Berktay, kitabın yazım tarihi 1983 YKY'den basımı ise 2006 yılında yapılmış ve elimdeki 12.baskı 2015 Ocak. 

Amin Maalouf'un ikinci romanı "Semerkant",İran tarihini hem Ömer Hayyam, Hasan Sabbah ve Vezir Nizamülmülk çevresinde anlatırken hem de 1900'lü yılların başında siyasi buhranlara değinip kitabı Titanic'e kadar taşıyor. Yazar'ın ilk kitabından sonraki kitaplarında tarihin kurgu ile harmanlandığına şahit oluyoruz bu konuda gerçekten çok çok başarılı bulduğumu söylemeliyim kendisini. Hem yeni şeyler öğrenirken hemde güzel bir roman kurgusu içinde insan kayboluyor ve yine yazarın Lübnanlı olması avantajı ile doğulu yaşam tarzını çok iyi yansıttığını görüyoruz. Semerkant 1988 yılında yazılmış, Çevirşini yine Ali Berktay'ın yaptığı kitap elimdeki 75.baskıyı 2015 de çıkarmış durumda. 

"Doğu'nun Limanları" ise Birinci Dünya savaşı sırasında Ermeni-Türk ilişkilerini Osmanlı Hanedanı'ndan birisinin başrolünde olduğu kurgu ile anlatmakta. Biraz kısa olan roman, diğer kitaplar gibi bölümlerden oluşmakta ve baş karakterin anıları olarak sunulmakta. 1996'da yazılan kitap Semerkant gibi katmanlı yapıda olmasa da insanı yormayan ve okumaktan zevk aldığım bir kitap oldu. 58.basımı Nisan 2016 da yapılmış kitabın çevirisi Saadet Özen'e ait. Henüz okumadıysanız Amin Maalouf'un kitaplarından birini okumanızı tavsiye ederim, sanırım ben diğer kitaplarını da sırayla okuma listeme ekleyeceğim.

Sevgiler
Historian

26 Ağustos 2016 Cuma

CONKLIN Stylograph Mosaic Dolma Kalem İncelemesi


Bugün Amerikalı bir dostumdan bahsetmek istiyorum:Conklin Stylograph Mosaic Dolma Kalem. Dizaynı ve rengi ile direkt dikkat çeken bu kalemin mozaik desenli olan iki renk çeşidi daha bulunuyor, fakat birbirlerine oldukça yakın renkler diyebiliriz. 


Dış görünüş, heybetli bir uç ve uçta bulunan farklı hava deliği(hilal şeklinde) ile görüntü olarak bir dolma kalemden beklenenleri bize sunan dostumuz, ne yazık ki esas önemli nokta olan yazım konforu ve malzeme kalitesi düşünülünce sınıfta kalmaya mahkum bir dolma kalem. 

Uzunca diyebileceğimiz boyutuyla birlikte kalemin hatlarının çok düz ve kalın olması tutuşu oldukça zorlaştırıyor. Bir de bunlara yaklaşık 40 gr. ağırlık da eklenince olumsuz durum ikiye katlanıyor diyebiliriz. 



Conklin'in Mark Twain modeli gibi kendine has dolum tarzı değil de konvertör ile dolum sağlayan Stylograph, konvertörün sağladığı yarar ile birlikte daha kolay temizlenir durumda. 



Bu elbette olumlu bir durum. Dediğim gibi ucun hava deliği hilal formunda ve üzerinde USA, Toledo yazıyor. 



Herhangi bir sorunla karşılaşmadan bu çelik uçla yazabiliyorum fakat ucun uzunluğundan, grip kısmının çok konforlu olmamasından kalemin yol aldığı kağıt ile ilişkisini mesafeli buldum, elimin uzantısı gibi rahatça kullandığım bir kalemden ziyade odun parçasına mürekkeplemiş de yazmaya çalışıyormuşum gibi hissettim bu da haliyle elimi çok yordu ve çıkan harflerin de tedirgin görünmesine sebep oldu. 


Son olarak kapakta bahsetmem gereken bir iki unsur var. Kapak bileziğinde bulunan hilal motifleri uç ile bir bütünlük oluşturmuş, yine bilezikte model, klips üstünde ise marka yazıyor. Marka ve tarihe  ise aynı zamanda kapak tepesinde de yer verilmiş. Klipsin ucu ise diğer taraftan baskı uygulayınca asetat yüzeyden uzaklaşabiliyor, boyu sebebiyle cebe değil de çantamıza kalemi tutturmak için ideal bir yöntem olabilir bu durum.Sözün kısası, Conklin'i sizlere tavsiye etmiyorum, aynı bütçe ile permormans seviyesi üst düzey, hatta altın uçlu bir kalem alalım ve uzun uzun yazalım derim... 

Sevgiler

Historian

19 Ağustos 2016 Cuma

El Yazımın BuzzFeed Macerası



2006 yılında kurulan Amerikan menşeli, aynı zamanda bizim Onedio.com'un ilham kaynağı diyebileceğimiz haber-blog sitesi BuzzFeed bu hafta başında Instagram'da el yazısı içerikli takip edilebilecek hesaplarla ilgili bir haber yapmış. Tabi bu sırada bundan habersiz olan ve yine aynı sürelerde Instagram takipçilerimin fazlaca artmasına anlam getiremeyen ben daha sonra öğrendim ki bu 19 maddelik listenin içinde yer almışım.(bknz: @historian__)


Blogta da daha önce ders bazında göstermiş olduğum el yazımın bu kadar geniş çaplı olarak takdir edilmesi ve ayrıca Türkiye'de bu içerikli hesaplar arasında öncü olabilmek beni ayrıca onore etti. Bu listeye girmekteki katkılarınızın yadsınamaz olduğunu düşünmekle birlikte diğer güzel hesapları da merak edeceğinizi tahmin edebiliyorum. Yazıya göz atmak isteyenler buradan tam metne ulaşabilirler. 

Gerek yorumlarınızla gerek blogu okuyarak bana vermiş olduğunuz destek için teşekkür eder el yazımızın gelişebilirliğinin ne dereceye varabileceğini unutmayacağımız ve mutlu bir hafta sonu dilerim.



Sevgiler

Historian


14 Ağustos 2016 Pazar

Pelikan Ink Of The Year 2016 Aquamarine


Merhabalar konumuz mürekkep,konuğumuz ise piyasaya yeni sürülmüş olan Pelikan'ın Edelstein serisinden 2016 mürekkebi olan Aquamarine. 


Bu senenin J.Herbin Emerald of Chivor, Sailor Yama-dori ile başlayan  ve hız kesmeden GVFC Deep Sea Green ile  devam eden çam yeşili tabanlı turkuaza kaçan renklerine bir katkı da Aquamarine ile gelmiş oldu.

                                                                 (Loş ışıklı ortamda) 

Pelikan geçen sene Amethyst M205 ile aynı renk mürekkebini çıkardığı gibi bu senede M205 Aquamarine ile birlikte aynı renk mürekkebi sundu bunlar aynı zamanda takım olarak kutu içeriğinde satışa sunulmuş durumda. 

                                                                  (Gün ışıklı ortamda)            

Firmanın son iki yıldır çıkardığı özellikle "ink of the year" mürekkeplerinin renklerinin daha komplike olduğunu ve tonlarının üzerine daha fazla çalışıldığını düşünüyorum,yine aynı şekilde gölgelenme konusunda daha başarılı mürekkepler piyasaya sürmeleri yapıca da iyileştirmelerin olduğunu gösteriyor.


Aquamarine Pilot için bile kuru gelmeyen bir mürekkep hem de kağıttaki kuruma süresi açısından da başarılı. Bu mat mürekkep, bu tonları sevenler için iyi bir alternatif olabilir belki, tek eksi yanı fiyatının biraz düşmesi gerekliliği...İyi pazarlar.

Sevgiler

Historian


12 Ağustos 2016 Cuma

Haftanın Kitapları XIV


Herkese Merhaba, haftanın okunanlarını tarihe not düşmenin vakti geldi. İlk okuduğum kitap blog'da okuduğum kitapları yazmaya başlamadan kısa süre evvel tanıştığım bir Japon yazara ait; Kazuo Ishiguro... Kendisinin okumuş olduğum ilk kitabı "Uzak tepeler"i üç kişilik kitap tartışma grubumuzda ele almış, okumuş, tartışmış ve kitaptaki gizemli sonu bu sayede konuşarak kavramış,akıllıca kurulan olay örgüsünü çok beğenmiştik bu sebeple derhal başka kitaplarını da okunacaklar listesine eklemiştik geçtiğimiz kış. "Beni Asla Bırakma"yı okumanın evveli bu şekilde  kısacası. Kitap YKY basımlı. İlk baskısını Şubat 2007 elimde bulunan baskıyı ise Ocak 2016'da yapmış çeviri ise Mine Haydaroğlu'na ait. Kitabın künyesine yazılan, dikkatimi çeken ve her zaman rastlayamayacağımız bir bilgi de hoşuma gitti, çeviriye temel alınan baskı. Bahsetmişken onu da yazayım, kitabın çevirisinde Knopf Canada,2005 kullanılmış. Roman, yatılı okulda büyüyen Kathy'nin anıları ve eskiye dönüşleri şeklinde kurgulanmış. Kathy,bir organ bağışçısı bakıcısı. Bunun sebebi de okuduğu okul, çok küçük yaşlarda okumaya başladıkları "Hailsham" ismindeki okulda yetiştirilme sebepleri organ bağışçısı veya bu bağışı yapan arkadaşlarına bakıcılık yapacak olmaları. Okulda okuyan çoçuklar ileride başına geleceklerin bilincinde. Ben bu durumdaki çoçukların kimsesiz çoçuklardan seçildiğini düşünmüştüm kitabın büyük bir kısmında fakat olay sonra çok farklı bir boyut kazandı, genelde kitapların ayrıntılarına çok girmiyorum ki okumayı düşünenler için merak unsuru itici bir güç olmaya devam etsin, o yüzden bu konuya değinmemek daha uygun. 

Yazar,sade dili ile okuyanların ilgisini canlı tutmayı başarıyor fakat romanda verilmek istenilen düşünceye katkısı olmayan  veya ana konuyu beslemeyen Kathy'nin birçok okul anısı bana biraz fazla lüzumlu gelmedi o yüzden olması gerekenden en az 50 sayfa uzatmış diye düşünüyorum kitabı. Olumsuz anlamda tek eleştirim bu. Aynı zamanda yazarın şu ana kadar okuduğum iki kitabını göz önünde bulundurursam, karakterlerin çoğunun kadın olması dikkatimi çeken bir diğer unsur. Uzak Tepeler'de bir anne ve kızı ile komşuları olan kadınla yaşadıkları durum söz konusu iken Beni Asla Bırakma'da baş karakter onun en yakın arkadaşı, okul yöneticisi ve kitapta yine önemli karakterlerden, çoçukların sanatsal çalışmalarını belli aralıklarla toplayan kişi ile çoğu öğretmen kadın... 

Diğer kitabım ise Nobel Ödüllü yazar Jose Saramago imzalı, Kabil. Saramago'nun dini ele alıp net şekilde ironilerle yazdığı konunun baş karakteri hepimizin bildiği ilk kardeşi Habil'i öldüren, Adem ve Havva'nın oğlu Kabil. Kabil'in Zaman'da yolculuk yapabildiği ve ölmediği kitapta, dini bazda önemli olayların gerçekleştiği  mekanlara giderek onlara tanık olması bu olayları ele alması ve Efendi (Tanrı) ile ilgili düşünceleri ona seslenişi yer alıyor. Bölümlerden oluşan kitapta:Yaratılış, Lut kavminin helak edilmesi, İbrahim'in oğlu İsmail'i kurban olarak sunmaya çalışması, Nuh'un gemisi gibi genel dini olayları görebiliyoruz. Tabiki tahmin edebileceğimiz gibi kitap basılmasından sonra ufak çaplı bir kıyamet kopmuş ele aldığı konular sebebiyle de sansüre de maruz kalmış. İlk 30-40 sayfa yazarın dili her zamanki üslubundan daha yavan  gelmişti ama sonradan bu durum düzeldi ve kitabı memnun olarak bitirdim. Künyemizi de yazarak yazının sonuna gelelim: Kırmızı Kedi Yayınevi'nden çıkan kitap ilk basımını Eylül 2011,13.basımını ise Mart 2016 yılında yapmış, çevirisini Işık Ergüden üstlenmiş. 

Sevgiler
Historian

7 Ağustos 2016 Pazar

Victoria's Journals Patagoia Defter İncelemesi



Bugün sizlere son zamanlarda favorim olan defterlerin birinden bahsetmek istiyorum.

İnstagramda görüp merakımı celbeden bu hoş defter Keskin Color'ın Victoria's Journals etiketli defterlerinden.Plastik kutu şeklinde  korumayla satılan defterin kutu etiketindeki çizgili ibaresine rağmen-alırken sizi yanıltmasın:)- izometrik bir defter bizi karşılıyor.


Daha önce kullandığım Myra defterleri andıran Patagoia'da,Myra'daki gibi kapağın şekilsizleşmeni önlemek adına bu kez kapakta deri benzeri yumuşak bir materyal kullanılmış, bu açıdan lastik bir hayli geniş olsa da kapak karton benzeri olmadığından dolayı deforme olmuyor.Kapağın yine deri benzeri olması defterin açık tutulması açısından da kullanışlı olmuş.


Zarf şeklinde arkadan öne doğru uzanan arka kapak defterin kirlenmesini önlemede ve şeklini muhafaza etmesinde de etkili olmuş.Kapak rengi olarak piyasada siyah,somon,mavi ve pembe renkleri bulunuyor.


Defterin son kısmındaki perforeli sayfalar küçük notlar alırken sayfaları koparmama açısından kullanışlı.
120 yapraklı hayli kalın defterde iki renkli kurdele ayraç olarak eklenmiş.


Defterin kağıdına değinecek olursak fildişi renginde olan sayfalar neredeyse iki yaprak kalınlığında olduğundan dolayı en ufak bir arkaya geçme gibi bir sorunla karşılaşılmıyor.


Kağıdın yüzeyinde oluşabilecek dağılma ve kırçıllanma gibi sorunlar da mevcut değil fakat kuruma süresi 7-8 saniyeye ulaşabiliyor.
Fiyat performans açısından oldukça doyurucu olan bu defteri ben şimdiden ne olur ne olmaz diyerek stoklamaya başladım:) İyi pazarlar dilerim.


Sevgiler


Historian

5 Ağustos 2016 Cuma

Haftanın Kitapları XIII


Bu yazı, 'Haftanın Kitapları' başlığı altında olsa da itiraf etmeliyim ki bu hafta okumuş olduğum kitaplar değil. "Haftanın Kitapları"nın son incelemesinden bu yana okuduğum üç kitap. Bu duruma değindikten sonra kitaplarımıza geçebiliriz. 

Kitaplardan ikisi uzun zamandır kitaplıkta okunmayı bekleyen inceleme, biri ise modern klasiklerin son sayılarından roman. "Tunç Çağının Sonu" İş bankası Kültür Yayınları tarafından Ekim 2014'te basılmış, Robert Drews imzalı ve Tolga Ersoy ile Gürkan Ergin'in dilimize kazandırmış olduğu bir eser. Kitabın amacı İ.Ö 1.200 dolaylarında özellikle Akdenizde hakim güçlü devletlerin,kültürlerin; birden yıkıma maruz kalmasının yıllardır tartışıla-gelen sebeplerini irdelemek ve değişik savlarla akıl yürütme yöntemiyle sonuca ulaşmak diyebilirim. Bu öyle bir dönem ki Batı'da Miken, Anadolu'da Hitit siyasi egemenliklerinin birden son bulduğu Mısır'ın da çok zor durumlara girdiği bir dönem. Bu kadar etkili ve ani bir yıkıma neyin sebep olduğu konusu yıllarca farklı görüşler ortaya çıkmasına sebep olmuş, kitabımızda bu görüşleri ele alıp en akla yatkın olanı bulmaya çalışıyor... 

Freud'un Din konusunda yazdığı bu kitap Payel Yayınevi'nden 2002 mayıs çıkışlı açıkçası beklentimi yüksek tutmuş olacağım ki hayal kırıklığı yaşadım, çok kavramsal ve konunun özünden uzak buldum Freud'u... 

Son kitap ilk defa okuduğum yazarlardan, mayıs 2016 basımlı, İş Bankası Kültür Yayınları'ndan Modern Klasikler serisinden 77 numaralı 'Boyalı Peçe'. 1900'lü yılların başında geçen kitap bir kadının aldatma hikayesi diyebiliriz.Kitap sonuna kadar bir sürprizle karşılaşma beklentim boşa çıkınca, bir süre modern klasikler serisinde çıkan kitaplarla arama mesafe koymaya karar verdim, daha nitelikli kitaplarla serinin devam etmesini temenni ediyorum.



Sevgiler

Historian