16 Ocak 2015 Cuma

Dolma Kalemseverler ve Kırtasiyeciler Hakkında


Uzun ve ilginç bir başlık oldu ve belki de ilk bakışta saçma... Fakat aklımda böyle bir yazı yazmak dahi yokken maalesef spontane bir olay sonucunda sabır bardağıma son damlanın da eklenmesiyle içimde biriken duygular taştı ve kendimi bu yazıyı kaleme alırken buldum. Öncelikle Nietzsche'nin de dediği gibi "Bu dahil bütün genellemeler yanlıştır." diyerekten yazımda "kırtasiyeciler" derken, işini hakkını vererek yapan emektar kırtasiyecileri tamamen konunun dışında tutup tenzii ederek ayrı bir tarafa ayırıyorum. Sanırım lafın nereye geleceğini az çok anladık, bu yazının konusu hepimizin mutlaka maruz kalmış olduğu bir tutum hakkında; Bizlerin çok değer verip özenle baktığı dolma kalemleri , kalem değil de elma-armut gibi gören pragmatik bakış açılarının devasa boyutuna hayran kaldığım ve rahatsız edici uslubları üst seviyede olan sevgili kırtasiyecilerimizin, pazarlama (pazarlayamama) teknikleri hakkında.

Burada dile getirme  ihtiyacı hissedecek kadar ve birileri ile paylaşmadan rahatlayamayacak denli beni rahatsız eden olayı önce anlatıp onun üzerinden bir söylem geliştirmeyi uygun görüyorum. Geçen pazartesi günü dışarıda iken konvertörü/dönüştürücüsü eksik olan bir kaç Lamy safari dolma kalemime konvertör almak için  Kızılay' da Karanfil Sokak' ta bulunan bir kırtasiyeye girdim, aynı zamanda fotokopi merkezi de olan bu yer dolma kalem çeşitliliği açısından da fena olmadığı ve daha önce de aynı amaçla buraya uğradığım için tercih sebebim oldu. Kulağa bu kadar basit gelen bir alışveriş için öncelikle konvertörün ne olduğunu bilmeyen, orada normal çalışanlardan daha üst bir görevde bulunan beyfendiye (belkide sahibi)  2 dakika boyunca konvertör/pompa/dönüştürücü gibi farklı kelimeleri kullanarak bu basit aparati anlattıktan sonra bana ürünün tanesinin 35 TL olduğunu söyledi. 50 liralık bir dolma kalemin kartuştan sonra en basit parçasi olan konvertöre 35 TL fiyat biçebilme mantığını bana sonuna kadar savunan ve bu fiyatın Lamy Türkiye distribütorünün kendilerine verdiği liste fiyatı olduğunu söyleyen insan,  benim böyle bir şey imkan bile olamayacağını söylememden  ve bir süre karşı gelmemden sonra listeye bakıp ürünün aslında 35 TL olmadığını gördü. 

Buraya kadar aslında durum bilememezlikten kaynaklanıyor her ne kadar bu kadar dolma kalem satıp da konvertörü bilmemesini yadırgasam da tepkim tabiki bu duruma değil. Gerçek fiyatı gören muattabım olan adam ve yanindaki önce bana karşı fiyatı savunan sonra ise gerçek  fiyatı görüp gülüp değilmiş gerçekten diyen çalışan,  kendi aralarında bakıştıktan sonra bana hayır fiyat bu alcaksaniz alin diyerek ürünü satmamayı uygun gördüler. Evet kendi egosu ve bunun tatmini için ne kadar komik duruma düştüğünden bile haberdar olmayan oradaki adam için dünyaca ünlü bir markanın ürününü satmak veya satmamak önemli değildi, bir kullanıci olarak benim talebim de... 

Onun için tek önemli olan (bana göre, herkesin karışıklık yapması mümkündür) basit bir fiyat karıştırma durumunu kendisine yediremeyerek çirkin gevrek gülüşü altına gizlemek ve bana aklınca üstün gelmekti. Bu yer neresi mi ? Tabiki de isim verecegim ve en azından kalem /defter sever benim gibi sizlerin de, bu usluba ve kimsenin haketmediği saygısız davranışa maruz kalmasın diye uyaracağim GÜR OZALİT kırtasiye/kopyalama merkezi.. 

Ben artık ülkemizdeki, müşteriye karşı bu denli saygısızca davranan, bizlerin sırtından haksız para kazanma çabasında olan kırtasiyecilerin pişkin suratlarinı görmemek için perakende olarak yeni kırtasiyeler keşfetme hobimden vazgeçiyorum ve bu konuda distirübütörlerden mal verdikleri yerleri biraz olsun kontrol etmelerini istiyorum elbette sayısal olarak çok fazla bayii olsa da sanırım sikayet gelen yerler değerlendirilebilir diye düşünüyorum bana kalırsa istediğim şey akıl almaz şeyler değil hele bize akıl almaz şekilde davranan kırtasiyecilerin yanında , ne dersiniz ? Sizin başınızdan neler geçti ?

Sevgiler
Historian

26 yorum:

  1. Öncelikle blogunuz hayırlı olsun Sayın Historian aramıza katıldığınız için gerçekten çok mutluyum. Umarım yazılarınız ve paylaşımlarınız daim olur:) Yazınızın konusuna gelince son derece haklısınız aynı mekanla ilgili ben de çok sıkıntı yaşadım gereğinin yapılması için yetkili yerlere de yazı yazdım hatta umarım gerekeni yaparlar demekten başka bişey gelmiyor elimden maalesef:( Yaşadığınız olaydan ötürü çok üzüldüğümü belirtmek isterim. Düşününce insan ne diyeceğini bilemiyor hadi biz tecrübeliyiz bu konularda daha yeni başlıcak olanlar böyle bir sıkıntı ile karşılaşsa pes etmezler mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, maalesef zaten çoğu kişi bu yüzden daha yolun başında pes ediyor , kirtasiyeden güzel bir kalem tavsiyesi isteyip de kullanmak isterken , kirtasiyecinin önerdiği kalem tabi ki elinde kalıp satamadiğı kalem oluyor, bu verdiğim örneği de bire bir yaşadım ve benim dolma kaleme başlamami bir kaç yil geciktiren bir sonucu oldu, zihniyet değişmedikçe böyle devam edecek bu durum anlaşılan...

      Sil
  2. Hayirli olsun blogunuz, böyle kaliteli Türkçe bloglar arttigi icin cok seviniyorum. Umarim sik yazarsiniz :) Gur kopyalama cok kötü işletilen ilgisiz bir kirtasiye, daha önce parker blue black sordugumda blue icin 12tl, blue black icin 25 tl fiyat söylediler. Bu rengi iki kati fiyattan satmayi ellerinde az kalmasiyla mesrulastiran ilginc bir yer.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim hoşgeldiniz, evet düzenli olarak yazmak istiyorum belirli günler de :) Demek ki sabıkalı bir yer hayli , yazın da bir ara defter siparişi vermiştik oraya fakat bizden sipraşi alıp 1 ay boyunca oyalayıp getirmediler , suç bizde ki ayıp olacağı için iptal etmeyip bekledik onları, kime incelik yapıyorsak artık! sizin de yaşadığınız gösteriyor ki neresinde tutsak elde kalıyor işletme. Katkınız için çok teşekkür ederim.

      Sil
  3. Blogunuz hayırlı olsun. Sizler yazdıkça bizler her daim okumaya devam edeceğiz. Fikir ve kültür dünyasına çok büyük katkılarınız olacağına inanıyor başarılar diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum, umarım sizlerin katkısıyla olacak bu ve hep birlikte fikir alisverişi sayesinde geliştireceğiz blogu, yorumlarınızı eksik etmeyiniz, sevgiler...

      Sil
  4. Sayın Historian, blogunuz hayırlı olsun. Artık dijital defter niteliğinde yazılarınızı zevkle takip edeceğiz. Yaşadığınız sorunlara birçoğumuz maruz kalıyoruz. Ne yazık ki üzücü bir durum. Kırtasiye konusunda hem limitli hem de yeterli derecede bilgiye sahip olmayan çok kişiler var. Dilerim yeni yılla artan rakamlar gibi bilgileri de artar.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, böyle yorumlar aldıkça insan mutlu oluyor. Maalesef ki çoğumuzun başına gelen ve gelmeye devam edecek olan durumlar bunlar , umarım dediğiniz gibi herşey daha iyi olur ve bir nebze düzelir en azından :)

      Sil
  5. blog'unuz hayırlı uğurlu olsun. Ne güzel takip edilecek güzel bir blog'um daha oldu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim , her zaman beklerim :))

      Sil
  6. <3 midori traveler's notebook

    aldım kullanmaya kıyamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel gerçekten yanımdan ayırmıyorum hiç ben :)

      Sil
  7. Ben alışverişlerimin çoğunu internet üzerinden yaparım. Yaşam ve çalışma alanlarımın İstanbul'un merkezine olan uzaklığı nedeniyle dükkan dükkan gezmek neredeyse imkansız sayılır. Gezebildiğim tek dükkanlar AVMlerde bulunan kırtasiyeler ki buralarda da ne kadar ürün bulabildiğimiz belli. Internet fiyatları uygundur aslında. Sanılanın aksine bazen dükkanda pazarlık yaparak alabildiğiniz fiyata internet üzerinde doğrudan ulaşmak daha olasıdır. Ruhsuzdur belki, yine de kazıklanmadığınızı bilirsiniz. Gerçi biraz daha bilinmezleri olur online alışverişin, rengi tam nasıldır, elinize tam olur mu bilmek zordur. Hep o felekten koparacağım izin gününü ve o gün Sirkeci'de kırtasiyelerde geçireceğim saatlerin hayalini kurardım ki geçenlerde bir arkadaşımız yazdı, neredeyse "alacaksan al, almayacaksan çık git" muamelesi gördüğünü. Iyice soğudum açıkçası.

    Eski kırtasiyelere girip bir şey sorardık, hikayesiyle başlarlardı anlatmaya, çay ikram ederlerdi neredeyse, alacağınızı bulamasanız da geri kalan ihtiyaçlarınızı karşılamak isterdiniz illa ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğiniz gibi internetten alışverişin bazı dezavantaji varsa da , özellikle bildiğiniz bir ürünü aliyorsaniz o da ekarte oluyor, daha fazla fiyat ve ürün çeşitliliği var ve bence satıcılar daha ilgili , sorulariniza da kibarca cevap alabiliyorsunuz. Dediğiniz "alıcaksan al " tavri çoğunda var Parakende de, bir hobi malzemesi satan kişinin böyle olmaması gerek. Zaman ilerledikçe samimiyet ve sabır üzücü şekilde yok oldu ve oluyor maalesef.

      Sil
  8. Bir lamy uca 33,50 fiyat istemişlerdi he tamam diyip çıkmıştım şöyle bir etraflarına bakmaları iyi olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ufukları , etraflarını göremeyecekleri kadar dar olduğu için , bakmaları sonuçsuz kalacaktır eminim.

      Sil
  9. Blog dünyasına siz de girdiniz demek, hoşgeldiniz o zaman. :) Instagram'da ki gibi burada da keyifli sohbetler yaparız diye umuyorum. Sizi takip ettiklerim listesine ekledim fakat blogunuzun bir şablona ihtiyacı var. Bu halde yazılarınız çıplak kalmış gibi duruyor. Zamanla yerine oturur diye düşünüyorum. Benim de öyle olmuştu zira.

    Konuya gelince, benimde o müessese ile bir sorunum olmuştu. Kalem için gitmemiştim ama yaptığımız Geocaching toplantılarından birinde arkadaşım mıknatısları oradan temin ettiğini söyledi. Gidip sorduğumda harita çivisi şeklinde magnetleri gösterdiler. Diyorum sadece mıknatıs istiyorum. En sonunda anlayıp arka taraftan 10 cm uzunluğunda birbirine tutunmuş mıknatıslardan getirdi. Ne kadar dedim. Sen buraya 5 lira ver yeter dedi. Ne kadar var orada diye sordum. 50 tane sanırım sayalım mı? dedi. Bende dedim ki orada 50 tane yoktur. Adam bir havaya girdi "dur o zaman sayıcam ben" dedi, hırsla üstüne kaplanmış streç filmi söktü saydı 50 tane sonra dedi ki tanesi 25 kuruş. Aslında 50 tanesi 5 lira olan şeye onları uğraştırdığım için 12.5 lira verdim. Oradan başka bir yerde satılmıyordu ihtiyacım olmasa o tavırdan sonra almazdım kesinlikle ama böyle cins çalışanları var fotokopiden başka bir şey için gitmedim bir daha oraya...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, hoşbuldum :) Zamanla oturur diye düşünüyorum ben de, dikkate alacağım tavsiyenizi. Demek ki müşteri ile dalga geçmek kendilerinde kronik bir durum olmuş , sizin de yaşadığınız duruma üzüldüm gerçekten. Tabiki insan bir olay yaşamayinca bilemiyor ama bizim yaşadığımız tecrübeleri dile getirmemiz iyi oluyor , en azından bir uyarı niteliğinde herkese. Katkınız için teşekkür ederim.

      Sil
  10. hayırlı olsun bloğunuz. devamlı yazılarınızı görmek dileğiyle...

    ben ulusta çalışıyorum. banasıkçayaz bloğunun sahibinin tavsiye ettiği defterleri almak için gittiğim anafartalar çarşısında bir kırtasiyeci var. eğer uzak değilse size orayı tavsiye ederim. kağıda kaleme dokunmayı seven, nazik insanlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi dilekleriniz ve tavsiyeniz için çok teşekkür ederim.

      Sil
  11. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim İlker Bey, dediğiniz gibi tok satıcı durumu ile birlikte rahatsız edici bir tavır daha var, insanı oldukça sinirlendirip üzen. Neyse ki aynı hobilere sahip olduğum sizlerle bunları paylaşıp tepkimi dile getirebildim. Saygılar.

      Sil
  12. Kasım ayında yaptığım bir günlük Ankara seyahatinde sayın mürekkepfaresinin tavsiyeleri ile kısıtlı zamanda birkaç kırtasiye gezebildim. Ulus çarşısının zeminindeki -tahminen- uzun süredir bu işi yapan kırtasiyeler saygılı, kibar ve bilgili. Bazı eski kalemler bulunabiliyor ama çeşit kısıtlı. Kızılayda bir kırtasiye (Moda olabilir) de saygılı ama maalesef çeşit kısıtlı. Tavsiyelerde olmamasına rağmen gezerken görüp girdiğim Gür ozalit ise maalesef çok kötüydü.

    Dediğim gibi çok kırtasiye gezemedim ama gördüklerime dayanarak Ankaradaki kalemseverler için üzüldüğümü söyleyebilirim. Hadi biz küçük şehirde yaşıyoruz, çeşit çok kısıtlı ama en azından güler yüz görüyoruz.

    Neyse, yolunuz İzmir'e düşerse Can kırtasiyeye uğramanızı tavsiye ederim. Aslında bazı kırtasiyecileri de oraya götürüp eğitim yaptırmak gerekir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerek ulus , gerekte kızılayda ki demiş olduğunuz yer muhtemelen moda dır, eskiye dayanan kırtasiyeler olduğu için müşteriye karşı saygililar genelde ve sorularinıza cevap verebiliyorlar sadece bazen fiyat konusunda onlarda fazla etiket yazıyorlar ve söylemiş olduğunuz gibi ürün çeşitliliği az. Yolum İzmir'e düştüğünde uğruyacağım, sayın mürekkep faresinde ki yorumunuzda da okumuştum oradaki alışveriş serüveninizi :)

      Sil
  13. Öncelikle blogunuz hayırlı olsun.

    Gür Özalit konusunda ise size fazlası ile katılıyorum malesef. Birçok kez sorun yaşadığım bu yere neden bugüne kadar az çok gittim bilmiyorum ama bayadır gitmiyorum artık. İlk problemimi eskiden Parker'ın sürekli kullandığım rollerball refilli için gittiğimde yaşamıştım, ilk alışımda 4.5, bir hafta sonraki gittiğimde ise 8 TL'ye satmak istediklerinde yaşadım. Söylediğimde ise toptancının zam yaptığı bahanesini önce sürdüler. Biraz ilerisindeki Ekin Kırtasiye'de ise böyle bir zam yaklaşık bir yıl boyunca olmadı ne hikmetse. Olduğunda da bu kadar yüksek bir oranda değildi zaten.

    Bir kere de vitrindeki monteverde dolmakalemi gözüme kestirdim, tek yaptığım şey ise fiyatını sormak oldu ama önce vitrine bakan kişi yarım saat sonra gelecek dediler, ertesi gün gittiğimde ise 'alacak mısın ona göre fiyat listesini çıkaracağım' gibi bir soruyla karşılaştım. 'Yani fiyatına göre, düşünüyorum tabii' dememe rağmen listeyi çıkarıp fiyatı söylemeye bile tenezzül etmediler ne yazık ki.

    Ve daha sonra da yaşadığım birkaç ufak tefek problemler. Ben de bu başlık altında yazmak istedim ki hem insanlar öğrenip ona göre gitsinler, hem de olur ya belki okuyup bir şeyleri düzeltmeye çalışırlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim,
      Sizin yaşadığınız durumda oldukça üzücüymüş, ürünlere farklı fiyat verme durumu her şeyde mevcut demek ki , konvertör için yazın uğradığım zaman 10 lira ya almıştım bende. Dediğiniz gibi nedendir bilinmez insan şans vermek istiyor tekrar tekrar ki yine de uğruyor bir geçerken öyle. Bizler yaşadıklarımızı paylaştıkça, diğer arkadaşlarımiza bir uyarı oluyor en azından, bende bu yazıyı iyi ki yazdım diyorum yaşananları okudukça. Katkınız için de ayrıca teşekkür ederim.

      Sil